Wayne Thiebaud: Pastaların İlgi Uyandıran Ressamı
Onun yerinin benim için bu kadar ayrı olmasının bir sebebi var. Pastaları bu kadar çok seven biri olarak Wayne Thiebaud, tabii ki en sevdiğim ressamlar arasında. Onu nasıl es geçebilirim ki? Pasta dolu tablolarına her baktığınızda aklınızda beliren “Acaba küçük bir dilim pasta mı yesem?” sorusunu sormamanız imkânsız. Hatta öyle ki, bu soruyu kocaman bir dilim pasta yiyerek cevaplandıracaksınız; yani en azından ben öyle cevaplandırıyorum. O yüzden dikkat, bu yazı iştahınızı açan tablolar içermektedir!
Pop Sanat Nedir?
Pop sanat akımının ilk akla gelen sanatçılarından biri Wayne Thiebaud’dur. Peki, nedir bu pop sanat? Pop kelimesi, çağdaş görsellerin canlı ve çarpıcı renklerle birleşimi olarak tanımlanabilir kısaca. Pop sanat, 1950’li yıllarda ekonomik patlamanın olduğu dönemde ilk olarak İngiltere’de ve daha sonra Amerika’da ortaya çıkmıştır. Pop sanatçıları, Amerika’da savaş sonrası dönemde eserlerinde soyut figürleri kullanan sanatçılara karşıt bir tutum sergiliyorlar. 1950’li yıllarda insanlar “kitle” kavramıyla tanışıyorlar; kitlesel üretim, kitlesel tüketim, kitlesel toplum. Böylece insanlar bu “kitle” kavramı altında kendi bireyselliklerini yansıtabilmek ve diğer insanlardan farklı olmak istiyorlar. Pop sanat sanatçıları da eserlerinde kitle kültürünü yansıtan mekanik ve anlamsız teknikleri kullanmayı tercih ediyorlar. Ayrıca, büyüyen şehirlerde artan gürültü, hız ve bilinmezlikle beraber oluşan çatışmalı yaşam, birçok pop sanat eseri ortaya çıkmasını sağlıyor. Ekonomik patlama ile insanların alım gücü artıyor ve Coca Cola, Marlboro ve Volkswagen gibi markalardan da bildiğimiz üzere reklam sektörüyle beraber büyüyen bir sanayi oluşmaya başlıyor.
1960’lı yıllarda değişen sadece ekonomi değil, aynı zamanda duygular ve fikirler de değişiyor ve pazarlanıyor. Örneğin, bir kişi bir markaya karşı aitlik duygusu hissettiğinde o markanın ürünlerini kullanmaya başlıyor ve böylece bir mit olan “Amerikan yaşam tarzı”nı benimsemiş oluyor. Özellikle fazlaca istenen eşyalar; arabalar, tam teçhizatlı mutfaklar, fast food ve lüks nesneler, Amerikan yaşam tarzını yansıtıyor. Her şeyin dış görünüşü büyük önem kazanıyor; hatta bazı reklamlar, eşyaların fonksiyonundan, işe yararlılığından çok paketini ve tasarımını öne çıkarıyor. Bu ikisinin daha önemli özellikler olarak algılanmasını sağlıyor. Pop sanat, 1960’lı yıllarda bir akım haline geliyor ve tüm dünyaya yayılıyor. Zaten bu akıma ait tablolara baktığımızda, ilginç, renkli ve canlı görüntülerle oluşturulan eserlere ilgisiz kalmak imkânsız, değil mi?
Pop sanat sanatçıları, eserlerinde çorba konserveleri ve deterjan kutuları gibi gerçek nesneleri kullanmaktan çekinmiyorlar ve eserlerinin konularını film yıldızları, popüler kültür, reklamlar ve ürün tasarımları oluşturuyor. Ancak pop sanat, her ne kadar eğlenceli görünse de, aslında sanatçılar birçok soruna da değiniyor ve bu olumsuzluklara tepkilerini gösteriyorlar. Savaşlar, politik olaylar, çılgın tüketim, kadınların toplumdaki yeri gibi daha birçok konuyu ele alıyorlar. Tabii ki, pop sanat sanatçılarının yaptığı eserlerin bu tüketici toplumunu ne kadar eleştirdikleri de ayrı bir tartışma konusu oluyor.
Pastalar ve Wayne Thiebaud
Amerikalı pop sanat sanatçısı Wayne Thiebaud, her bakanın ağzını sulandıran pasta resimleriyle biliniyor. Kitle kültürünü yansıtan nesnelerini resmettiği için bu akım içinde yer alsa da Thiebaud, kendini pop sanat akımı sanatçısı olarak görmüyor. Hatta Andy Warhol’un resmettiği “mekanik” ve “tekdüze” resimlerinden hoşlanmadığını belirtiyor. “Güzel sanatlar” ve “ticari sanat” gibi etiketlere karşı olan Thiebaud, kendisini “sadece modası geçmiş bir ressam” olarak tanımlıyor. Thiebaud, zaten güzel olan çekici ürünleri doğallıklarını bozmadan aktarmak istiyor.
Yalnızca pasta değil, aslında turtalar, rujlar, hamur işleri, dondurmalar ve sosisli sandviçler de Thiebaud’un resmettiği diğer güzel konular arasında. Kullandığı canlı renkler ve katmanlar halinde uygulanan boyalar, Thiebaud’un eserlerinde fark edilen özelliklerindendir. Benim gibi pasta severlerde bu katmanlı sürülmüş boyaların pastalarda krema görevini görerek o “kremayı” parmaklama isteği uyandırması kaçınılmaz.
Resimlerindeki bir diğer karakteristik özellik de, resmettiği nesnelerin gölgeleridir. Hemen hemen her resminde gölgelere rastlanmaktadır. Pasta ve şekerlemelerin dışında Thiebaud, Mickey Mouse gibi çizgi film karakterleri, manzaralar, sokaklar ve şehirler de resmetmektedir. Ama beni asıl ilgilendiren, tabii ki Thiebaud’un pastaları, tartları ve diğer hamur işlerini resmettiği tablolardır. Sanat kitaplarını karıştırırken rastladığım bu ressama kendimi hiç bu kadar yakın hissetmemiştim; çünkü Thiebaud da yiyeceklere benim kadar ilgi göstermiş ve yiyecekler için çocuksu bir heyecan duymuştur. Kısacası, Thiebaud’un da dediği gibi benim için de pastalar “…muhteşemler, oyuncak gibiler…”