Pastanın Tarihsel Gelişimi: Ekmeğimiz Yoksa Ne Yiyorduk?
Günümüzde, en özel günleri taçlandıran vazgeçilmez bir lezzet olan pasta, ekmeğimiz bittiğinde yiyeceğimiz ve bulunduğu ortamın yıldızı olma özelliği taşır. Pastanın tarihsel gelişimi de en az kendisi kadar ilgi çekicidir. O halde gelin, pastacılığın tarihine bir göz atalım.
Pastanın Tarihsel Gelişimi
Pasta, yani ‘cake’ kelimesi, 13. yüzyılda İngilizlerin kullanımıyla karşımıza çıkıyor olsa da, aslında pastanın doğuşu geçmiş yüzyıllara dayanıyor. Eski çağlarda insanlar ilk kekleri, ekmeği bal ile tatlandırarak ve çeşitli kuruyemiş ile meyvelerle süsleyerek yapmışlardır. Bu sebeple pastacılığın geçmişini ekmeğin ilk kez yapılmasına dayandırabiliriz.
Peki, ekmeğin sembolik anlamı, keke dönüştürülmesi ve bu denli kıymetli hale gelmesinin sebebi nedir? İnsanoğlu, tanrılara şükran duygularını göstermek amacıyla dini törenler ve ritüeller için ekmeği farklı formlara sokmuştur. Yani tarihteki ilk kekler, insanın inandığı dinler veya efsanelerle sembolik bir bağ taşımaktadır.
Pastanın boyutu ve şekli farklı inanışlara göre değişiklik göstermektedir. Örneğin, pastanın yuvarlak oluşu bir inanışa göre güneşi ve ayı sembolize etmekte, bu da dairesel şekliyle yaşam döngüsünü temsil etmektedir. Antik kentlerde baharın gelişini kutlamak amacıyla ilkbaharın ilk gününde güneşe benzeyen pastalar yapılmaktaydı.
İlk doğum günü pastasının Antik Yunan’da Ay Tanrıçası Artemis’e sunulmak için yapıldığına dair bir inanç bulunmaktadır. Bir başka iddia ise Orta Çağ Almanyası’nda insanların İsa’nın doğum gününü kutlamak için bu geleneği başlattıkları yönündedir. Pastanın üzerine konulan mumları üflemek, dilek tutmak ve hediye verme gibi ritüeller, günümüze kadar neredeyse değişmeden gelmiştir.
Peki ya Modern Pastacılık?
Kutlamalar ne kadar yaygın olsa da, o dönemlerde pastalar ulaşılması imkansız denilecek kadar zor ve kıymetliydi. Zengin aileler, doğum günlerinde pasta yaptırabiliyorlardı. Hatta kraliyet mutfaklarında ve zengin soyluların evlerinde sadece pasta yapmak için özel olarak görev alan ustalar bulunmaktaydı.
Modern kekler ya da pastalar ise 17. yüzyılda Avrupa’da pişirilmeye başlanmıştır. Bununla birlikte fırınlamanın gelişimi, rafine yiyeceklerin üretimi ve kalıpların geliştirilmesi, pastacılığın temelini oluşturmuştur. Eski Yunan ve Roma İmparatorluğu’nda pastacılık oldukça gelişmişken, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra büyük darbe alan pasta üretimi, Amerika’nın keşfi ile tekrar canlılık kazanmıştır. Yeni kıtanın keşfi, Avrupa’da şeker ve kakaonun bollaşmasına sebep olmuş ve pastacılığı ilerletmiştir.
Günümüz pastaları, 19. yüzyıldan itibaren Amerika’da yer edinmeye başlamıştır. Zengin ve soylu ailelerin kendi pastacıları olsa da, şehirli kadınların sosyalleşme eğilimleri pastacılığın gelişiminde katkı sağlamıştır.
Ekmek Bulamayanlar Pasta Yesin
Tarihte pastanın yeri, Fransız İhtilali döneminde de oldukça ilerleme kaydetmiştir. Fransız İhtilali 1789 yılında cereyan ederken, Paris’te yoksullar ayaklanmış, çünkü yiyecek ekmekleri yoktur. Fransa Kralı XVI. Louis’nin eşi Kraliçe Marie Antoinette, “Ekmek bulamayanlar pasta yesin” şeklinde bir öneri ortaya atmıştır. Fransız Devrimi ile beraber yalnızca kraliyet sarayında çalışan pastacılar, işlerini kaybedince Fransa’nın farklı bölgelerinde dükkanlar açarak pastacılığı yaymaya başlamışlardır.
Pastacılık tarihinin en büyük gelişimi, 18. yüzyılda Vatel’in krem şantiyi bulmasıyla gerçekleşmiştir. 20. yüzyıla geçildiğinde ise sanayinin ilerleyişi ve makineleşme, pastacılığa endüstriyel ürünlerle pastanın sunuş şekli ve biçimiyle adeta sınıf atlatmıştır.
Günümüzde önemli etkinliklerde, doğum günlerinde, düğünlerde ve davetlerde pastaların hep bizimle olmasını isteriz. Zaman içinde üzerlerinin süslenmesi ve yazı yazılması, pastayı daha değerli bir hale getiriyor. 1800’lü yıllarda “Many Happy Returns Of The Day” yazılırken, 1920 yılında “Happy Birthday To You” şarkısının meşhur olmasıyla birlikte “Happy Birthday” yazılmaya başlanmıştır.
Zamanla modern pastacılık, günümüzdeki halini almasıyla birlikte alışılmış pastanecilik anlayışının dışına çıkarak tasarımsal bir boyuta ulaşmıştır. Bu sektörü en iyi açıklayan durum ise “Haute-Couture” pasta üretimidir. Zaman içerisinde gelişen ufak farklılıklarla birlikte pastalar ve pastacılığın kolay kolay ölmeyeceği kesin gibi görünüyor.